Dolar 41,9699
Euro 48,8138
Altın 5.301,87
BİST 10.871,08
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18°C
Açık
İstanbul
18°C
Açık
Per 21°C
Cum 19°C
Cts 21°C
Paz 20°C

Akıllı bandaj ve 3 boyutlu deriyle diyabetik ayakta yeni dönem

Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF) verilerine göre Türkiye’de 20-79 yaş aralığında yaklaşık 7 milyon diyabet hastası bulunuyor ve bu rakam yetişkin nüfusun yaklaşık yüzde 15’ine karşılık geliyor.

Akıllı bandaj ve 3 boyutlu deriyle diyabetik ayakta yeni dönem
REKLAM ALANI
30 Ekim 2025 00:10
7

Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF) verilerine göre Türkiye’de 20-79 yaş aralığında yaklaşık 7 milyon diyabet hastası bulunuyor ve bu rakam yetişkin nüfusun yaklaşık yüzde 15’ine karşılık geliyor. Sanılanın aksine diyabetin yalnızca kan şekeri yüksekliği ile sınırlı olmadığını dile getiren Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’nden Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Aytaç Çetinkaya, “Zamanla göz, böbrek, kalp-damar sistemi ve sinirler de bu rahatsızlıktan olumsuz etkilenebiliyor. Bu komplikasyonlardan biri olan diyabetik ayak hastalığı, sinir hasarı ve dolaşım bozukluğu nedeniyle ayakta yaraların iyileşmesini zorlaştırıyor; enfeksiyon riskini artırarak ilerleyen dönemlerde ayak ya da bacak kaybına kadar gidebiliyor” dedi.

Diyabetik ayak tedavisinde en önemli klasik yaklaşımlar; kan şekerinin kontrolü, düzenli yara bakımı, enfeksiyon tedavisi ve gerekirse cerrahi müdahaledir. Günümüzde eksozom, amniotik membran ve şok tedavileri gibi yeni yaklaşımların dikkat çektiğinden bahseden Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’nden Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Aytaç Çetinkaya, “Eksozom tedavisi iltihabı azaltıp iyileşmeyi hızlandırıyor, plasentadan elde edilen zar dokusu amniyotik membran biyolojik bandaj gibi etki ederek doku onarımını destekler, şok dalga tedavileri ise hücreleri uyararak zor kapanan yaraların iyileşmesini kolaylaştırıyor” şeklinde konuştu.

ARA REKLAM ALANI

Eksozom tedavisiyle vücudun onarım gücü destekleniyor

Vücudumuzdaki hücrelerin birbiriyle haberleşmesini sağlayan çok küçük parçacıklara eksozom dendiğini dile getiren Prof. Dr. Çetinkaya, “Kök hücreler tarafından üretilen bu parçacıklar iyileşmeyi destekleyen bilgiler, proteinler ve büyüme faktörleri taşır; yani hücrelerin birbirine ‘iyileş’ sinyali göndermesini sağlar. Eksozomlar yaralarda üç mekanizmayla etki eder: aşırı iltihabı kontrol altına alır, onarıcı hücrelerin daha aktif çalışmasını sağlar ve yeni damar oluşumunu destekleyerek yaranın beslenmesini ve iyileşmesini hızlandırır. Vücudun kendi hücreleri de eksozom üretir, ancak doğal miktar bazen yeterli olmaz. Eksozom tedavisinde; kök hücrelerden elde edilen eksozomlar laboratuvar ortamında yoğunlaştırılarak yara bölgesine uygulanır ve bu süreç dışarıdan desteklenmiş olur” dedi.

Plasenta yaraları iyileştiriyor

Amniyotik membranın, hamilelik sırasında plasentaya bağlı olarak bebeği saran zar tabakası olduğunu ifade eden Çetinkaya, “Plasenta, bebeği dış etkenlerden korur ve gelişimi boyunca ihtiyaç duyduğu birçok maddeyi sağlar. Doğumdan sonra artık kullanılmayan bu zar, özel işlemlerden geçirilerek tedavi amaçlı kullanılabilir hale getirilir. Özellikle zor iyileşen yaralarda etkili olan amniyotik membran, cilt üzerine ya da ihtiyaç duyulan başka bir bölgeye uygulanarak adeta bir biyolojik bandaj gibi görev yapar. İçerdiği doğal büyüme faktörleri ve proteinler sayesinde hücre yenilenmesini hızlandırarak hızlı iyileşme sağlar. Yaralı bölgede şişlik ve iltihabı azaltmaya, ağrıyı hafifletmeye yardımcı olur. Ayrıca yara izinin oluşmasını önleyebilir ve yeni, sağlıklı doku oluşumunu teşvik ederek doku onarımını destekler” dedi.

Şok dalgaları “iyileş” mesajını taşıyor

Tıpta giderek daha fazla kullanılan yöntemlerden birinin de şok dalga tedavisi olduğunu açıklayan Çetinkaya, “Tıbbi adıyla Extracorporeal Shock Wave Therapy, vücuda dışarıdan uygulanan ses dalgalarıyla iyileşmeyi hızlandırır ve özellikle zor kapanan yaralarda etkili sonuçlar verir. Düşük yoğunlukta ve kontrollü şekilde uygulanan şok dalgaları, cilt üzerinden yara bölgesine bir cihaz aracılığıyla gönderilir. Bu dalgalar cilde veya dokuya zarar vermeden hücrelerin çalışmasını hızlandırarak adeta vücuda ‘Harekete geç, kendini onar!’ mesajı iletir” bilgisini verdi.

Biyoyazıcılarla kişiye özel deri üretimi bekleniyor

Diyabetik ayak tedavisinde yakın gelecekte önemli gelişmeler beklendiğini belirten Çetinkaya, “Yakında akıllı bandajlar yalnızca koruma sağlamayacak; yarayı analiz edecek, enfeksiyonu algılayacak ve ilaç salımı yaparak adeta ‘minik bir doktor’ gibi çalışacak. Daha saflaştırılmış eksozom ürünleri ile hazır jel ve spreyler geliştirilecek. 3D biyoyazıcılarla hastanın kendi hücrelerinden kişiye özel deri yamaları üretilebilecek ve vücut bu dokuyu daha kolay kabul edecek. Yaranın mikrobiyomunu koruyan probiyotik kremler kötü bakterileri baskılayarak doğal savunma sağlayacak. Ayrıca akıllı tabanlıklar, basınç sensörleri ve sıcaklık ölçen cihazlar sayesinde ayakta yara oluşmadan önce risk fark edilip önlem alınabilecek” dedi.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

REKLAM ALANI